DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler
Yazıcıya hazırla
Türkiye kuzey Iraka yönelik saldırılarını sürdürüyor
Justus Leicht
26 Ocak 2008
İngilizceden çeviri (29 Aralık 2007)
Türkiye, hafta sonu boyunca ve daha sonra Salı ve Çarşamba günleri kuzey Iraktaki Kürt bölgelerine yönelik yeni hava akınları düzenledi. Kürt Peşmergelerin bir temsilcisinin verdiği bilgiye göre Çarşamba günü Dohuk bölgesindeki köyler bombalandı. Saldırılar nedeniyle yaşamlarını yitirmiş olanların sayısı ya da ortaya çıkan maddi hasarın boyutları konusunda henüz güvenilir bilgiler alınabilmiş değil.
Türk genel kurmayı, hava kuvvetlerinin 16 Aralıkla 27 Aralık arasında 200den fazla hedefe saldırı düzenleyerek, Kürdistan İşçi Partisinin (PKK) 150 ile 175 arasında değişen sayıda savaşçısını "saf dışı bıraktığını" duyurdu. Yapılan akınlarla Türkiye-Irak sınırının birkaç kilometre içindeki Irak hedefleri vuruldu.
Kuzey Iraktaki özerk Kürt bölgesinin başbakanı ve Kürdistan Demokratik Partisinin (KDP) başkanı Mesut Barzani, PKK üsleri olduğu öne sürülen hedeflere yapılan saldırıları kınadı. Barzani, Pazartesi günü Süleymaniyede gazetecilere yaptığı açıklamada, "Köylerimizin bombalanmasını ve burada yaşayan insanların öldürülmesini kabul edemeyiz," dedi.
Aslında Barzani bu bombardımanları sineye çekti ve karşı çıkmak adına hiçbir şey yapmadı. Barzaninin komutanlarının temel kaygısı bu saldırıları olduklarından daha küçük gösterebilmekti.
Türk kaynaklarına göre, Irak devlet başkanı ve Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (KYB) önderi Celal Talabaninin tepkisi daha da yumuşaktı. Talabaninin "Türkiyenin kendini terörist bir örgüte karşı savunma hakkına sahip olduğunu kabul ediyoruz. Türkiyenin hassasiyetlerini biliyoruz. Sessiz kalmayacağız ancak savaş ilan edecek de değiliz," dediği aktarıldı.
Iraklı Kürt önderler Türk kuvvetlerinin sahip olduğu askeri üstünlüğün gayet iyi farkındalar. Bundan başka kuzey Irak bir ekonomik ve ticari ortak olarak büyük ölçüde Türkiyeye bağımlı.
Barzani, daha birkaç ay öncesine kadar Türkiyenin Irakın içinde askeri harekât yürütmesini uygun görmediğini belirtmekte olan ABDden gelebilecek herhangi bir desteğe güvenemez. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kasım ayının başlarında Washingtona yapılan bir ziyaret sırasında Başkan Bush, PKKya karşı askeri saldırıların başlatılması için gerekli onayı ve lojistik ve istihbarat desteği sağlama sözü verdi. Türk hava kuvvetleri, o zamandan beri Iraktaki ABD işgal gücünden gelen bilgilere dayanarak vuracağı hedefleri belirleyebiliyor.
Barzaninin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Ricela bir toplantıyı boykot etmesinin ardında ABD ile Türkiye arasındaki bu işbirliği yer alıyordu. Ne var ki, Barzaninin protestosu ne ABD ne de Türkiye üzerinde herhangi bir etki yaratamadı. Tersine, Associated Presste yer alan bir habere göre, Pazartesi günü Bush Erdoğanla bir telefon görüşmesi yaptı ve iki ülke arasında -istihbarat bilgi paylaşımı dahil- işbirliğinin süreceği sözünü verdi.
Bu destekle birlikte, Türk hükümetinin sözcüsü Cemil Çiçek, kuzey Iraktaki Kürt hükümetinden yükselen protestolara açık bir tehditle karşılık verdi: Çiçek, "Bizim isteğimiz [Türkiyenin saldırılarından] şikayetçi olanların [Iraktaki isyancılarla] suç ortaklığı yapmamalarıdır," dedi. "Bu bela ortadan kaldırılana dek bu harekâtlar sürecek."
Milliyetçi Kürt partileri Iraktaki ABD işgal gücünün önemli bir koltuk değneği olarak hizmet verdiler. KDP ve KYBnin siyasi liderlik ettiği Kürt seçkini, emperyalist işgalcilerle içine girdikleri yakın işbirliğinin, petrol zengini Kerkük şehrinin başkent olacağı, bağımsız veya büyük ölçüde özerk Kürt devletini kurma amaçlarını gerçekleştirmeyi sağlayacağını umdular. Böyle bir amaç, güneydoğu sınırında herhangi bir biçim altında bir Kürt devletinin kurulmasının Türkiyenin kendi içinde ayrılıkçı eğilimleri yüreklendireceğinden korkan Türk yönetici seçkini açısından bütünüyle kabul edilemez niteliktedir.
ABDnin dış politikası, bu ülkenin İranı yalıtma ve Irakta Suni katmanlarla daha güçlü bağlar kurma çabalarının bir parçası olarak, Iraklı Kürtlerden bir ölçüde uzaklaşmakta ve yüzünü giderek daha fazla Ankaraya dönmekte. Sağcı Washington Times 25 Aralıkta bunu pervasızca ve sinik bir tavırla ortaya koyan bir başmakale yayınladı.
Washington Timesa göre: "Şu çok açık ki, şu an herkes için algılamalarını gerçek karşısında test etmenin zamanıdır. Sağduyu sahibi hiç kimse, ABD başkanının, Amerikalıların yaşamlarını bağımsız bir Kürdistan için kurban ettiğini savunamaz. Ama Kürtler, ABDnin ayrıcalıklı ortağı olduklarını sanıyorlar… Geçen hafta yapılan harekât Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiyenin mesajını açık seçik bir biçimde duyduğunun bir işaretiydi. Bu aynı zamanda Amerika Birleşik Devletlerinin içinde bulunduğu durumdan da -terörist bir örgüte müsamaha ediyormuş ve Iraklı Kürtlere iltimas geçiyormuş izlenimi veriyor oluşundan- rahatsız olduğunun bir işaretiydi."
Çok uzun olmayan bir süre önce, Iraklı Kürtlerin Saddam Hüseyin tarafından baskı altında tutulmaları, Washington tarafından, Irakın istila edilmesini haklı göstermek için öne çıkarılan bir temaydı. Bu senaryoya göre Iraklı Kürtlerin "kurtarılması" gerçekten de "Amerikalıların yaşamlarını kurban etmek" için bir gerekçe oluşturuyordu.
Irak Kürtlerine yakınlaşmanın başlıca sebeplerinden biri "kuzey yolu"nun -yani Irakın Amerikan güçleri tarafından Türkiye üzerinden istila edilmesinin- ABD saldırganlığına karşı Türkiye içinde yükselen muhalefetin bir sonucu olarak tıkandığı bir zamanda, Kürt milliyetçisi partilerin paralı askerler ve işbirlikçiler olarak hizmetlerini sunma konusunda çok istekli olmalarıydı.
Bu gelişmelerin bir bilançosunu çıkarmanın zamanıdır. Kürt halkının yoksulluktan ve baskıdan kurtulması, Kürtleri Türkiyedeki ve Arap ülkelerindeki işçilerden uzaklaştıran, milliyetçi bir perspektif temelinde gerçekleştirilemez. Böyle bir perspektif temelinde Kürt kitleleri büyük güçlerin ve rekabet halindeki ulusal kliklerin maşaları konumuna indirgendiler. Kürtlerin sosyal ve demokratik haklarını savunabilmek için, Batı emperyalizmine ve yerel burjuva seçkinlere karşı ortak bir mücadele içinde diğer Ortadoğu ve uzak doğu halklarıyla birleşmesi gerekiyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|