DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye
Yazıcıya hazırla
Türkiye: 15 aylık grev sendika bürokrasisinin ihanetiyle sona erdi
Sinan İkinci
10 Ocak 2008
İngilizceden çeviri (28 Aralık 2007)
Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) ile Alman-İtalyan ortaklıklı Fresenius Medical Care yönetimi, Antalya Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren, diyaliz tedavisi için Arter Ven Seti [böbrek hastalarının diyaliz makinesine bağlanmak için kullandıkları kauçuk boru seti-ç.n.] üreticisi Novamedde 300den fazla işçiyi kapsayan bir toplu iş sözleşmesinin altına imza attılar.
1 Ocak 2008 tarihinden itibaren uygulamaya girecek olan üç yıllık sözleşme ile şirket sendikanın varlığını kabul etti ve böylece Antalya Serbest Bölgesinde sendikalaşmış ilk şirket oldu.
84 Novamed işçisi (toplam işgücünün üçte birinden azına karşılık gelen bir bölümü) 26 Eylül 2006 tarihinden bu yana, kötü çalışma koşullarını, düşük ücretleri ve ardı arkası kesilmeyen taciz uygulamalarını protesto etmek için grevdeydi.
Toplu iş sözleşmesinde varılan anlaşmaya göre ücretler grevin başladığı günden itibaren geçerli olmak üzere yaklaşık olarak yüzde 9 oranında artırılacak. Oysa sadece 2007 yılında enflasyon oranının yüzde 9 civarında olması beklendiğinden, bu ücret artışı aynı dönemde gerçekleşen enflasyonun altında kalıyor. Sözleşme ücretlerde 2008 yılında yüzde 5, 2009 ve 2010 yıllarında ise yüzde 4 oranında artış yapılmasını öngörüyor.
Merkez Bankasının yayınlanan son beklenti anketine göre önümüzdeki 12 aylık dönemde yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 6nın üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Merkez Bankası 2009 ve 2010 yılları için ise enflasyon hedefini yüzde 4 olarak belirlemiş durumda. Dolayısıyla bu üç yıllık sözleşme Novamed işçileri için reel gelir kaybı anlamına geliyor. Sözleşme bir mali ya da ekonomik kriz yaşanması durumunda enflasyon oranında ortaya çıkabilecek "beklenmedik" bir artışı karşılamaya yönelik herhangi bir mekanizma içermediğinden, Novamed işçilerinin reel gelir kaybı muhtemelen daha da artacak.
Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın,Turkish Daily Newse yaptığı sinik bir açıklama yaparak, "Geçmişte yaşanan olayları geçmişte bırakıyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz," dedi. Öztaşkın işi yüzsüzlüğe vurarak, "Amacımız bu işyerinde sendikanın varolduğunu kanıtlamaktı ve bunu da başardık," diyerek sözleşmeyi büyük bir zafer gibi göstermeye çalıştı. Daha önceleri şirket yönetimi ücretleri her altı aylık dönemde yüzde 5 oranında arttırdığından, sendikanın varlığı işçilere ücret artışı konusunda hiçbir kazanım sağlamıyor.
Sözleşme Türkiyedeki iki dini bayram sırasında yapılacak ödemeleri de içeren düşük miktarda bir "sosyal paket"i de içeriyor. Ne var ki bu paket bile şirket yönetimi tarafından, işçilerin üretkenliği ve işe devamlılığı temelinde sınırlandırılabilecek.
Uluslararası Kimya Enerji, Maden ve Genel İşçiler Sendikası Federasyonu da (ICEM) bu sözleşmeyi bir zafer olarak ilan eden bir açıklama yaptı. ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, "Bu, bütün ICEM ailesi üyesi sendikaların küresel olarak gurur duyabilecekleri bir zaferdir. Bu sonuca, gösterilen dayanışmayla ve verilen destekle ulaşıldı. Şimdi bizler Novamedde, hem işçilere hem de yöneticilere, bu işyerinde uzun ve karşılıklı olarak fayda sağlayan bir ilişki diliyoruz," dedi. Şirket ve sendika yönetimlerine hiç kuşkusuz fayda sağlayacak olan bu sözleşme, Novamed işçileri için olumlu hiçbir şey içermiyor.
Türkiyedeki bütün küçük burjuva "sol" gruplar, anlaşmayı bir zafer olarak ilan eden bu koroya katıldılar. Bu gruplar itibarını tamamen yitirmiş olan Petrol-İş bürokrasisine sol bir paravan oluşturmada kritik bir rol oynuyorlar.
Grevcilerin mücadelesi Türk işçileri arasındaki derin hoşnutsuzluğu ifade ediyor. Bu işçiler yalnızca daha yüksek ücretler için değil, fakat aynı zamanda iş yerindeki adaletsiz ve onur kırıcı uygulamalara karşı da mücadele ediyorlardı. Şimdi sendika bürokrasisi ve onun "sol" koltuk değnekleri, yoksulluk sınırının altındaki ücretler için çalışan bu işçileri, şu anda "önemli olanın para olmadığına" ve sendikanın tanınmasını bir büyük zafer olarak görmeleri gerektiğine ikna etmeye çalışıyorlar.
Verdikleri mücadele sırasında, giderek daha fazla sayıda Novamed işçisi, ne sendikanın ne de onların siyasi koltuk değneklerinin işçi sınıfının çıkarlarını temsil etmediğini fark etmeye başladı.
44 günlük Türk Telekom grevi de -Türkiyenin sabit hatlı telefon tekeli- 28 Kasımda sendika bürokrasisinin ihanetiyle sona ermişti. Haber-İş (Türkiye Posta, Telgraf, Telefon, Radyo ve Televizyon İşçileri ve Hizmetlileri Sendikası) grevci işçilerin grev sırasında çok büyük fedakârlıklar yapmış olmalarına karşın, grevdeki 26.000 üyesine hiçbir kazanım elde etmeden yeniden iş başı yaptırdı. Türkiyedeki "sol" partiler ve gruplar, bu grevin ardından da bu satışı büyük bir zafer gibi göstermek için birbirleriyle yarıştılar.
Bu son iki örnek, sendika bürokrasisine karşı, enternasyonalist sosyalist bir programı temel alan siyasi bir başkaldırıya girişmeden ve dar sendikal mücadele biçimlerinden kopmadan işverenlere karşı başarılı herhangi bir mücadele vermenin olanaksız olduğunu açıkça göstermektedir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|