World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye

Yazıcıya hazırla

ABD kuzey Irak’a yönelik Türk askeri saldırılarını destekliyor

Peter Symonds
3 Ocak 2008
İngilizce’den çeviri (19 Aralık 2007 )

Türk ordusu geçtiğimiz üç gün içinde, Bush yönetiminin sağladığı destek ve yardımla, kuzey Irak’taki Kürt bölgelerine yönelik iki saldırı düzenledi. Bu harekâtlar ayrılıkçı Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) gerilla güçlerini hedef alırken, Türkiye ve Irak’ı içeren daha geniş çaplı bir çatışmayı tahrik etme tehlikesini yaratıyor.

2003 yılından bu yana yapılan en büyük sınır ötesi harekât olan ilk saldırı Pazar gününün ilk saatlerinde meydana geldi. 50 kadar savaş uçağı Irak’ın 100 kilometre kadar içinde yer alan -Zap, Avaşin ve Hakurk bölgelerindeki ve sarp kayalıklardan oluşan Kandil dağlarındaki- hedefleri bombaladılar. Ordu, üç saat süren hava saldırılarının ardından sınır köylerini uzun menzilli toplar ve füzelerle baraj ateşi altına aldı: Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan baskınları bir "başarı" olarak selamlayarak, "[PKK’ya karşı] mücadelemiz Türkiye’nin içinde ve dışında sürecek," uyarısını yaptı.

Dün, 300 kadar askerin katıldığı bir ikinci harekât düzenlendi. Ankara harekâtın Irak-Türkiye sınırı yakınlarında görülen PKK gerillalarını takip etmeye yönelik olduğunu öne sürdü. Bir askeri yetkili medyaya yaptığı açıklamada "sınırlı bir çatışma"dan kaynaklanan herhangi bir kayıp bildirilmediğini ve askerlerin daha sonra gün içinde geri çekildiklerini söyledi.

Hava saldırılarının etkisi hakkında çok az bilgi mevcut.New York Times’a göre bir belediye başkanı, Hasan İbrahim, Kandil bölgesinde sekiz köyün vurulduğunu bildirdi. Koptan köyünde bir kadın öldü, iki kişi yaralandı ve altı ev yıkıldı. Keletokan’a bağlı bir köyde yerel halk Agence France Presse’e, aralarında yeni bir okul binasının da yer aldığı onlarca binanın yerle bir edildiğini söylediler. Merkezi Britanya’da bulunan Times verdiği haberde 1800’den fazla insanın evlerinden kaçmak zorunda kaldıklarını bildirdi. PKK, bombardımanda yedi kişinin öldürüldüğünü öne sürdü ve Türkiye’yi misilleme yapmakla tehdit etti.

Hava saldırıları, Irak hükümetinden ve kuzey Irak’taki üç vilayeti kontrolü altında tutan Bölgesel Kürt Yönetimi’nden (BKY) öfkeli tepkilerin yükselmesine yol açtı. Irak parlamentosu bombardımanı Irak’ın egemenliğine yönelik "çok çirkin" bir ihlâl olarak kınadığı bir bildiri yayımladı. Bağdat, Türk büyükelçisini çağırdı ve düzenlenen saldırıların kabul edilemez olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilere ciddi biçimde zarar verebileceğini bildirerek hava harekâtının bir an evvel durdurulmasını talep etti.

BKY Başkanı Mesut Barzani saldırılarla ilgili olarak ABD ordusunu suçladı. Barzani bir basın toplantısında, "Bunun sorumlusu Amerikalılardır çünkü Irak semaları tamamen onların kontrolü altında," dedi. Washington hava saldırılarına onay verdiği iddiasını reddetti ancak Ankara’daki bir Amerikalı yetkili harekât başlamadan önce ABD’ye bilgi verildiğini onayladı. Türk Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Washington’un harekâta yeşil ışık yaktığından kuşku duymuyordu. Büyükanıt medyaya yaptığı açıklamada, "Amerika dün gece, Kuzey Irak hava sahasını bize açtı. Amerika dün gece Irak hava sahasını açarak, bu harekâta onay vermiştir," dedi.

Bush yönetimi planlanan saldırıdan yalnızca haberdar olmakla kalmadı, Türk ordusuna istihbarat da sağladı. Washington Post dün ABD ordusunun hava gözetleme uçağını ve insansız uçakları kuzey Irak’a yönlendirdiğini ve Ankara’da Türk meslektaşlarıyla askeri istihbarat paylaşımını sağlamak için bir merkez kurduğunu açığa vurdu. Amerikalı bir yetkili ABD’nin "esas olarak onlara [Türk ordusuna] hedefleri verdiğini" ve harekete geçmeyi Türk ordusuna bıraktığını söyledi. Bu yetkili gazeteye Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Onlar, ‘Biz bir şeyler yapmak istiyoruz,’ dediler. Biz de, ‘Pekala, bu sizin bileceğiniz bir iş,’ dedik," dedi.

Yüksek rütbeli ABD generalleri - Irak’taki Amerikan birliklerinin başkomutanı General David Petraeus, Genelkurmay İkinci Başkanı General James Cartwright ve ABD’nin Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı General John Craddock- geçtiğimiz aydan bu yana PKK’ya karşı harekâtlarla ilgili olarak Türkiye’yle görüşmeler yürütüyorlar. Washington aynı zamanda Irak hükümetine ve BKY’ye, kuzey Irak’taki PKK bürolarını kapatmaları ve PKK’nın üslenmiş olduğu bölgeleri yalıtmak için gerekli adımları atmaları için baskı yaptı.

ABD’nin bu eylemleri, Kasım ayı başlarında Başkan Bush’la Türk Başbakanı Erdoğan arasında yapılan, Bush’un Türkiye’nin kuzey Irak’ta yapacağı harekâtları PKK ile sınırlı tutması durumunda Amerikan istihbaratı sağlamaya söz verdiği bir toplantıyı izledi. Türk ordusu tanklarla, uzun menzilli toplarla ve savaş uçakları ile desteklenen 100.000 kişilik bir gücü Irak sınırına yığmış durumda. Türk parlamentosu Ekim ayında, sağcı milliyetçilerin yürüttükleri, haftalarca süren Kürt karşıtı ajitasyonun ortasında yaptığı oylama sonucunda, sınır ötesi operasyonlara resmi onay verdi.

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan hava akınları, Irak içindeki hedeflere karşı düzenlenen ilk büyük Türk saldırısıydı. Dün Irak’a habersiz bir ziyarette bulunan ABD Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice, "Hiç kimse [ülkenin] kuzeyi[nin] istikrarını tehdit edecek bir şey yapmamalıdır," diyerek Türk harekâtına yalnızca dolaylı olarak atıfta bulundu.

Ne var ki, Washington’un Türk askeri harekâtlarına verdiği destek son derece istikrarsızlaştırıcı bir etki yaratıyor. BKY Başkanı Barzani son Türk saldırısına, Rice’la Bağdat’ta yapılması planlanan bir toplantıyı protesto amacıyla iptal ederek tepki verdi. Barzani, "Türk askerleri masum sivillere karşı dehşet verici bir suç işlediler ve Irak’ın egemenliğini ihlâl ettiler," dedi. İki Kürt milliyetçisi parti -Barzani’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)- Washington’un tutumundaki herhangi bir değişikliğe karşı son derece hassaslar. Irak’ın ABD tarafından yasadışı bir biçimde istila edilmesine tam destek veren KDP ve KYP kuzey Irak’taki Kürt bölgesinde kendi küçük siyasi ve ticari imparatorluklarını kurmak için ABD’nin kendilerine sürekli olarak destek vereceğini umuyorlardı.

Barzani’nin protestoları Irak’taki Kürt halkının saflarında duyulan çok daha büyük bir öfkeyi yansıtıyor. Kuzey şehri Erbil’de yayınlanan bir dergi editörü olan Nevzat BolousChristian Science Monitor’a şunları söyledi: "Sokaktaki hissiyat bütün bunlar olup biterken öyle oturup hiçbir şey yapmadan beklemememiz gerektiği şeklinde. ABD güçlerine karşı öfke duyuluyor. İnsanlar onların Türklere bombalamaları için yeşil ışık yaktığını hissediyorlar." İnsan hakları aktivisti Sarkot Hama aynı zamanda Bağdat’taki hükümeti de suçluyor. "Çok sayıda Kürt’te Maliki hükümetinin Türklere Kürdistan’daki çeşitli yerleri bombalamaları konusunda ihtiyaç duydukları her türlü yardımı sağlamaya hazır oldukları hissi var."

Bush yönetiminin Türk saldırılarına verdiği destek aynı zamanda onun bağımsız bir Irak yarattığına ilişkin kendi iddialarını gülünç hale getiriyor. Hava akınları konusunda ABD önceden bilgilendirilirken, Türkiye, Irak hükümetine bırakın danışmayı, bilgi bile vermedi. Washington’dan da hiç kimse Bağdat’a bir şey söylemedi. ABD’nin Türkiye’yle Irak topraklarına düzenlenecek askeri saldırılarla ilgili olarak yaptığı gizli anlaşma, Bağdat’taki Başbakan Nuri El-Maliki hükümetini marjinalize etmek üzere tasarlanmış olan bir dizi adımın sadece en sonuncusunu oluşturmaktadır. ABD ordusu son aylarda on binlerce Suni milisi, Maliki’nin bu güçlerin kendi hükümetinin temelini oluşturan Şii fundamentalist partilere karşı büyük bir düşmanlık içinde olduklarını belirten itirazlarına rağmen, personel olarak işe aldı.

Washington’un Türkiye’yle olan ilişkilerini -gerekirse Kürt müttefiklerinin pahasına- güçlendirme konusundaki kararlılığı bir başka uğursuz boyuta sahip. Bush yönetimi İran’la olan karşılıklı meydan okuma sürecini sertleştirirken, Ankara’nın Tahran’la olan bağlarını güçlendirmesini giderek daha fazla eleştiriyor. ABD, Türkiye’ye PKK’ya karşı yürüttüğü harekâtlarda yardımcı olarak, İran’ı daha fazla yalıtmayı umuyor. Dikkat çekici bir biçimde, Türk-İran işbirliğinin kapsadığı alanlardan biri, PKK ve kuzey Irak’taki üslerden İran içlerine gerilla saldırıları düzenleyen, onun kardeş örgütü Kürdistan’da Özgür Yaşam Partisi’ne (PJAK) karşı askeri harekâtların eşgüdümünü sağlamak.

ABD’nin PKK’yı "terörist bir örgüt" olarak görürken, PJAK’a, İran hükümetini zayıflatmanın bir aracı olarak örtülü yardım sağlıyor olması Bush yönetiminin iki yüzlülüğünün altını çiziyor. ABD yönetimi ve medya Kürt köylerine yapılan Türk saldırılarını mazur gösterirken, bu yılın başlarında İran’ın kuzey Irak’ta PJAK’ın gizlendiği yerleri topçu ateşine tutmasını gayretkeş bir biçimde kınadı. Pazar günkü akınları düzenleyenler İran savaş uçakları olsaydı, hiç kuşku yok ki Bush yönetimi buna en keskin ifadelerle karşılık verirdi.

ABD Dış İşleri Bakanı Rice dün Bağdat’tayken bir kez daha "PKK'nın faaliyetlerini durdurmanın Amerika Birleşik Devletleri, Irak ve Türkiye'nin ortak çıkarına," olduğunu ilan etti. Washington -bir yandan Türkiye’ye siyasi ve askeri destek sunarken, diğer yandan milliyetçi Kürt partilerinin konumunu bütünüyle sarsmamaya çalışarak- tehlikeli bir cambazlık oyununa girişmiş durumda. KDP ve KYB, ABD işgalini Bağdat’ta desteklemekte ve Kürtlerin ağırlıklı olduğu kuzeyi istikrara kavuşturmakta ABD’nin kilit önem taşıyan müttefikleri oldular.

Bununla birlikte Türkiye’nin PKK’yı etkisiz hale getirmenin ötesine geçen emelleri var. Türk ordusu Bölgesel Kürt Yönetimi’ni daha önce PKK’yı barındırmak ve ona yardımcı olmakla suçladı ve kuzey Irak’a yönelik herhangi bir istila durumunda BKY Başkanı Barzani’nin de hakkından gelmekle tehdit etti. Ankara, en başından bu yana, Türkiye’de Kürt ayrılıkçılığını körükleyeceğini düşünerek, özerk bir Kürt bölgesinin kurulmasına karşı düşmanca tutum alıyor. Türkiye özellikle -ayrı bir Kürt devleti için ekonomik bir temel sağlayabilecek olan bir adım olan- Kerkük şehrinin ve onu çevreleyen petrol zengini bölgelerin Kürt bölgesine katılmasına tahammül etmeyeceği uyarısını yaptı. Bununla birlikte BKY konuyla ilgili ertelenmiş referandum sürecinin işletilmesi için baskı yapıyor.

Bush yönetimi, Türkiye’nin sınır ötesi hava akınlarına destek vererek, zaten dört yılı aşkın bir süredir devam eden savaş tarafından harap edilmiş bir ülkede, bir başka patlayıcı çatışmayı ateşleyebilecek olan pandoranın kutusunu açmış oldu.

Aynı zamanda bakınız
Makalenin İngilizce orijinali
(19 Aralık 2007)
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
( 10 Kasım 2007)
Türkiye-Irak krizi kızışırken ABD PKK üslerine askeri saldırı düzenlemeyi planlıyor
( 7 Kasım 2007)

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır