DSWS : DSWS/TR : Tarih
Yazıcıya hazırla
Fransa: Pierre Lambertin cenazesi OCInın süregelen oportünizminin altını çiziyor
Muhabirimiz bildiriyor
27 Şubat 2008
İngilizceden çeviri (31 Ocak 2008)
Fransadaki Organisation Communiste Internationalistein (Enternasyonalist Komünist Örgüt-OCI) ve bugünkü Parti des Travailleursün (İşçi Partisi-PT) uzun yıllar boyunca önderliğini yapmış olan Pierre Lambert, 25 Ocakta, Paristeki ünlü Père Lachaise mezarlığında toprağa verildi.
Cenaze alayına mezarlığın kapılarından krematoryuma kadar iki bin civarında insan eşlik etti. Ellerinde orak çekiçli dört kızıl bayrak taşıyan bir grup genç cenaze alayının başını çekti. Lambertin tabutunun üstü, cenaze arabasından alındığı sırada aynı bayrakla örtüldü.
PTnin ve onun uluslararası planda bağdaşığı örgütlerin temsilcilerinin yanı sıra, Force Ouvrière (İşçilerin GücüFO) sendika federasyonundan kalabalık bir delegasyon da, tıpkı Sosyalist Partinin bazı önde gelen isimleri gibi törene katılanlar arasında yer alıyorlardı.
Hatta, FOnun -Fransanın üçüncü en büyük sendika federasyonu- yönetiminin tamamına yakını cenazeye gelmişti. FO delegasyonunun başında, hem sendikanın genel sekreter vekili Jean-Claude Mailly hem de iki selefi, André Bergeron (1963-1989) ve Marc Blondel (1989-2004) yer alıyorlardı.
FO yönetiminin Lambertin cenazesine geniş katılımı, Lambertin örgütünün, ara sıra sergilediği Trotskizme sahte bağlılık gösterilerine karşın, bu tutucu sendikal aygıt içinde önemli bir rol oynadığını ve oynamaya devam ettiğini teyit ediyor.
FO, 1947 yılında Stalinistlerin egemenliği altındaki Confédération Générale du Travaildan [Genel Emek Konfederasyonu] (CGT) sağ yönelimli bir kopuş olarak ortaya çıktı. FO, her zaman ulusal-reformist bir çizgi izledi ve son yıllarda Fransayı sarsan kitlesel grev hareketlerini boğmada, CGT ve diğer sendika federasyonlarıyla birlikte önemli bir rol oynadı.
1950de CGTden çıkarılan Lambert, 1950li yıllar boyunca FOnun kadrosunda tam zamanlı olarak çalıştı. Lambertin başında yer aldığı OCInın Trotskist hareketten -Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesinden- 1971 yılında kopmasının ardından, örgüt François Mittereandın yönetimindeki Sosyalist Partinin önemli bir siyasi koltuk değneği haline geldi. Aynı dönemde OCI üyesi Lionel Jospin gizlice Mitterandın partisine katıldı. Sonuçta Mitterandın en güvenilir danışmanlarından biri ve en sonunda da Fransanın başbakanı oldu.
OCI, aynı zamanda, FO içindeki etkisini arttırmayı da başardı ve örgütün önde gelen üyeleri bu aygıtın içinde tam zamanlı uzmanlar olarak çalıştılar. Lambert, Bergeronun ve daha sonra da Blondelin yakın danışmanı oldu; bu iki sendika yöneticisinin bizzat OCI üyesi olup olmadıkları hâlâ belirsizliğini koruyor.
OCInın, FOnun reformist yönelimine karşı çıktığına ya da örgütü devrimci bir doğrultuya oturtmak için herhangi bir girişimde bulunduğuna dair hiçbir işaret bulunmuyor. Lambert, sendikaların reformist ve oportünist politikalarına verdiği desteği siyasi partilerin ve sendikaların karşılıklı bağımsızlığını evrensel bir ilke konumuna yükselterek ya da farklı bir ifadeyle, sendikal bürokrasinin siyasi eleştirisini yasaklayarak haklı gösterdi.
FOnun Loire Atlantique bölge örgütünün başında yer alan ve Lambertin PTsinin önde gelen üyelerinden biri olan Patrick Hébert, cenazede yaptığı konuşmada bu sorun üzerinde durdu.
Hébert, Lambertin, 1940lı yıllarda Stalinistlerin denetimi altındaki CGTdeki deneyimlerinden, "partilerle sendikaların karşılıklı bağımsızlığına saygı gösterilmesi için her koşulda mücadele edilmesi gerektiği," sonucunu çıkardığını söyledi.
Hébert şöyle devam etti: "Lambert, bu suretle, 1947 yılında, Trotskist örgütün kongresinde, Yirmi Bir Koşul adı verilen [resmi adı Komünist Enternasyonale Katılma Koşulları] Komünist Enternasyonalin pozisyonlarına yönelik bir değişiklik önergesi verdi. Bu önerge, özellikle 9. ve 16. maddeleri [sendikal çalışmanın parti politikalarına ve merkezi uluslararası parti örgütüne tabi kılınması gerektiğini vurgulayan maddeler], bunların yerine, partilerin ve sendikaların birbirlerini karşılıklı olarak tanımalarını geçirmek amacıyla değiştirdi. Bu yöneliş onun yaşamı boyunca, gerek sendikal gerekse siyasi düzeyde merkezi bir öneme sahip olmaya devam etti."
Sendikaların, sosyalist politikadan bağımsızlığı pratikte kapitalizm yanlısı bürokrasilere ve onlar aracılığıyla bizzat yönetici seçkine tabi olmaları anlamına gelir. Lenin, Trotskiy ve Komünist Enternasyonalin önderliği, bir yanıyla, sağcı sendika yöneticilerinin Alman işçi sınıfını I. Dünya Savaşının mezbahasına götüren ve 1918-19 yıllarında ortaya çıkan devrimci fırsatlara yönelik ihanete katılan Almanyadaki sosyal demokrasinin acı deneyimine karşılık veriyorlardı.
Hébert sözlerini, bir kez daha, sendikalara yönelik hiçbir siyasi eleştiriye izin verilmemesi gerektiğini belirterek sona erdirdi: "Şu ya da bu soruna ilişkin olarak aramızda ne tür farklılıklar olursa olsun ve bunlar ne kadar önemli olurlarsa olsunlar, bu farklılıklar şu an için ikincil konumda olmalı, bunlar, özgür ve herhangi bir partiden, herhangi bir devletten, herhangi bir hükümetten ve herhangi bir kesimden bağımsız sendikal hareketin ayakta kalmasının sağlanmasına tabi kılınmalıdır."
Lambertin cenazesindeki en önde gelen Sosyalist Partili isim, 1986dan bu yana Senatoda Essonneu temsil eden Jean-Luc Mélenchondu. Mélenchon, OCIya 1968 yılında katıldı ve onun öğrenci örgütünde önemli bir rol oynadı. 1976 yılında Sosyalist Partiye katıldı, Mitterandı destekledi ve daha sonra çeşitli parlamenter sol gruplaşmalarda aktif olarak yer aldı. 2000 yılında Lionel Jospin hükümetine devlet müsteşarı olarak katıldı ve 2005 yılında Avrupa anayasasına karşı çıktı. Mélenchon, bundan bir yıl sonra, Sosyalist Partinin başkan adayı olarak Ségolène Royale karşı Laurent Fabiusu destekledi.
Sosyalist Partinin sembolü olan kırmızı gülü yakasında gururla taşıyan Mélenchon, Libération gazetesine OCIdeki stajı ile ilgili hiçbir pişmanlık duymadığını söyledi: "Kendi adıma, yaşamımın bu üç yılından utanç duymuyorum! Ne de olsa Stalinizme, Maoizme ve bütün bu korkunç şeylere karşı biz Trotskistler savaştık. Bizler hiç kimseyi öldürmedik."
Cenazeye katılan bir diğer önde gelen Sosyalist Parti üyesi, 2000 ile 2005 yılları arasında partinin ulusal bürosuna bağlı olarak çalışmış olan Gérard Filochedu. Filoche, 25 yıl boyunca Pablocu Ligue Communiste Révolutionnairein (Devrimci Komünist LigaLCR) üyesi olmuş ve örgüt içinde, Lambertin OCIsıyla bağlarının olduğu öne sürülen bir azınlık grubuna önderlik etmişti. 1995te 150 LCR üyesiyle birlikte Sosyalist Partiye katıldı ve derhal partinin ulusal önderliğine kabul edildi.
Filoche, cenazede bulunuşunu şu sözlerle gerekçelendirdi: "Pierre Lambert çeşitli dostlarımın cenazelerine katıldı. Doğru olanı benim de onunkine katılmamdı. O gerçek bir militandı."
1970li yıllarda OCInin öğrenci çalışmasının önderliğini yapmış ve 1986ya kadar örgütün ulusal önderliğinin içinde yer almış olan Jean-Christophe Cambadélisnin cenazede bulunmuyor olması dikkat çekiciydi. Cambadélis daha sonra örgütün 400 kadar taraftarıyla birlikte Sosyalist Partiye katılmış ve Jospinin en yakın müttefiklerinden biri sayılmıştı. Cambadélis, 1988den bu yana Paris 19. Bölge milletvekili ve Sosyalist Partinin ağır siyasi topları arasında yer alıyor.
Cambadélis, internet blogunda Lambertten övgüyle söz etti. "Bu adam cazibeli biriydi, kişiliğinin gücü inkar edilemez bir insandı ve özel yaşamında kamuoyu önünde yürüttüğü faaliyetlerin insana düşündürdüğünden çok daha cana yakındı."
Cambadélis, Lambertin Mitteranda ve FOya desteğini onun Stalinizme duyduğu düşmanlıkla açıklıyor. Lambert, "proletarya devriminin önündeki ana engelin Stalinizm olduğuna…" inanmıştı. "Bu temelde insan, onun bazı üyeleri FKPnin [Fransız Komünist Partisi] sol içindeki üstünlüğüne meydan okumaya çalışan örgütlerin içine göndermesini anlayabiliyor. Çünkü Trotskistler bunu yapabilecek kapasiteye sahip değillerdi."
Cambadélis yazısını Lambert "benim gençliğimin bir referansıydı ve gizlenecek utanç verici bir hastalık değildi," diyerek bitiriyor.
Lionel Jospin, Lambertin ölümü üzerine yorum yapmaktan kaçındı. Jospin, yirmi yıl süreyle, Lambertin önderliği altında OCInın bir üyesiydi ve daha sonra Sosyalist Partide başarılı bir kariyer yaparak, 1997 yılında Fransız hükümetinin başına geçti. Jospin cenaze törenine katılmadığı gibi gazetelerin sorularını da cevapsız bıraktı. Cenazeye katılanlardan biriLibérationa şunları söyledi: "Onun yirmi yıl boyunca gizli bir üye ve ihtiyarın [Lambert] gerçek bir dostu olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, Lionel [cenazeye] gerçekten de gelebilirdi."
FO bürokrasisi ve önde gelen SP üyeleri tarafından Lambert için söylenen övgü dolu sözler Fransız yönetici seçkinlerinin 1968in büyük sınıf çatışmalarından bu yana OCInın ve diğer oportünist sol güçlerin desteğine ne kadar çok bel bağlamış olduğunu vurgulamaktadır. DSWS, 21. yüzyılda yaşanacak olan mücadeleler için yaşamsal dersler içeren bu konuların tarihsel ve siyasi arka planını ele alan daha başka belge ve makaleler yayınlayacak.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|