DSWS : DSWS/TR : Tarih : DEUK
Yazıcıya hazırla
Fransız revizyonist Pierre Lambert 87 yaşında öldü
Peter Schwarz
5 Şubat 2008
İngilizceden çeviri (21 Ocak 2008)
Fransız Organisation Communiste Internationalistein [Enternasyonalist Komünist Örgüt] (OCI) ve bugünkü Parti des Travailleursün [İşçi Partisi] (PT) uzun yıllar boyunca önderliğini yapmış olan Pierre Lambert, geçirdiği uzun bir hastalığın ardından, 16 Ocak günü Pariste, 87 yaşında öldü.
Lambert, Dördüncü Enternasyonale Trotskiyin hayatta olduğu sırada katılmış ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde örgüt içinde önemli rol oynamış olan bir kuşağın son temsilcilerinden biriydi.
9 Haziran 1920de Pariste göçmen bir Rus Yahudisi ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Pierre Boussel (vaftiz adı) henüz 14 yaşındayken komünist gençlik hareketine katıldı. Bir yıl sonra, Stalinin Pierre Lavalin başında yer aldığı Fransız hükümetiyle yaptığı ittifakı eleştirdiği için hareketten ihraç edildi. Trotskistlerin hızla etkinlik kazanmakta oldukları sosyalist gençlik hareketinin üyesi oldu ve savaş sırasında Trotskist harekette aktif olarak yer aldı.
Dördüncü Enternasyonal, 1950li yılların başlarında Doğu Avrupada gerçekleştirilen millileştirmeler nedeniyle Stalinizme ilerici bir rol atfeden revizyonist bir eğilimin giderek artan baskısı altında kaldı. Michel Pablo ve Ernest Mandelin başını çektiği bu eğilim komünist partilere girilmesi çağrısı yaptı. Bu perspektif, eğer başarıya ulaşmış olsaydı Dördüncü Enternasyonalin tasfiyesine yol açacaktı.
Fransız seksiyonunun çoğunluğu bu Pablocu revizyonizme güçlü bir biçimde karşı çıktı. Marcel Bleibtreu ve Daniel Renard gibi önde gelen üyeleri, Pablocuların izledikleri tasfiyeci rotaya karşı değerli makaleler kaleme aldılar. Pierre Lambert parti çoğunluğunu destekledi; ne var ki geriye, onun tarafından Pabloculuğa karşı yazılmış hiçbir makale kalmadı.
1953 yılında PCInın (adını daha sonra OCI olarak değiştirdi) çoğunluğu, Amerikan Sosyalist İşçi Partisinin (SWP) girişimiyle, Dördüncü Enternasyonalin programını Pablocu revizyonizme karşı savunmak için kurulmuş olan Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesinin yanında yer aldı. Lambert işte tam bu sırada Fransız seksiyonunda önde gelen bir rol üstlendi.
Bununla birlikte, Lambertin PCIsı daha 1950lerin sonlarında kafa karışıklığı ve moralsizlik belirtileri gösteriyordu. PCI, General De Gaulleün iktidara dönüşünü ve 1958 yılında Beşinci Cumhuriyetin kurulmasını Bonapartist bir hükümet darbesi olarak yorumladı ve işçi sınıfının mücadele etme kapasitesi konusunda son derece kötümserdi; daha sonraki yıllarda, varlığını zaman zaman yarı-gizli faaliyet gösteren bir hareket olarak sürdürdü.
OCI, 1960lı yılların başlarında, o yıllarda Amerikan Sosyalist İşçi Partisi tarafından savunulmakta olan ve SWPnin sonunda uygulamaya koyduğu Pablocularla yeniden birleşme yönelişine karşı çıkıyordu. Ancak OCI bu mücadelede yalnızca ikincil bir rol oynadı -birleşmeye karşı verilen siyasi ve teorik mücadeleye, asıl olarak, başında Gerry Healynin yer aldığı Sosyalist Emek Ligası (SLL) önderlik etti.
Lambertin OCIsının artan krizine dair işaretler, bu parti 1960lı yıllar süresince Uluslararası Komitenin Pabloculuğa karşı verdiği mücadelesinin üzerine bir soru işareti koyduğunda, daha belirgin hale geldi. Bu, başlangıçta kendisini Dördüncü Enternasyonalin can çekişmekte olduğu iddiasında gösterdi: Dördüncü Enternasyonal, Pabloculuk tarafından tahrip edilmişti ve yeniden inşa edilmesi gerekiyordu.
Britanya SLLsi bu iddiaya şiddetli bir biçimde karşı çıktı. SLL, 1967 yılında OCIya şunları yazdı: "Dördüncü Enternasyonalin geleceği, milyonlarca işçinin kendi mücadelelerine ihanet eden Stalinistlere ve reformistlere duydukları birikmiş nefrette ve yaşadıkları deneyimlerde ifadesini bulmaktadır. Dördüncü Enternasyonal bu ihtiyacı karşılamak üzere, önderliği ele almak için bilinçli biçimde savaşmak zorundadır… Kadroları, kapitalizme ve bürokrasiye karşı mücadelenin içine çekilmekte olan milyonlarca işçinin önderliğini ele almaya yalnızca revizyonizme karşı verilen bu mücadele hazırlayabilir… 1952den bu yana geçen yıllar içinde Dördüncü Enternasyonalin yaşam merkezi, Pabloculuğa karşı verilen bu canlı mücadele ve kadrolar ile partilerin bu mücadele temelinde eğitilmeleriidi." (Trotskyism versus Revisionism [Trotskiyizme karşı Revizyonizm], 5. cilt, Londra 1975, ss. 107-14).
1968in büyük sınıf mücadelelerinin eşiğinde SLL aynı zamanda OCInın kuşkucu bakış açısının yol açacağı sonuçlar konusunda da uyarıda bulundu: "Şu anda Batı Avrupada, özellikle de Fransada işçilerin radikalleşmesi süreci hızla ilerliyor… Böyle bir gelişme aşamasında, devrimci partinin işçi sınıfının içinde bulunduğu bu duruma devrimci bir yoldan değil de işçilerin eski önderlikler altındaki deneyimleriyle sınırlandırılmış olan mücadele düzeyine -yani başlangıçta yaşanılması kaçınılmaz olan kafa karışıklığına- uyarlanarak karşılık vermesi tehlikesi her zaman vardır. Bağımsız parti ve Geçiş Programı için verilen kavgada yapılan bu tür revizyonlar genellikle işçi sınıfına yakınlaşma, mücadele içinde yer alan herkesin birliğini sağlama, ültimatomcu olmama, dogmatizmi terk etme vb. maskesi altında gizlenir." (ibid., ss. 113-14).
Bu uyarıya kulak asılmadı. 1968 yılında yaşanan ayaklanmalar binlerce yeni, deneyimsiz üyeyi OCInın ve onun gençlik örgütünün (AJS) saflarına akıttı ve OCI önderliği kendisini onların içinde bulunduğu kafa karışıklığına uyarladı. Bir "birleşik sınıf cephesi" talebi -bu da SLL tarafından 1967 yılında eleştirilmişti- şimdi OCInın kendisini sosyal demokrat bürokrasiye uyarladığı ve yeni kazanılmış güçleri gerisin geriye eski bürokratik aygıtlara yönelttiği bir formül haline gelmişti.
Artık, OCInın görüşleri ile Pablocuların görüşleri arasında herhangi bir temel farklılık kalmamıştı. Aradaki tek fark, Pablocular Stalinist partilere doğru yönelişlerini sürdürürlerken, OCInın kendisini sosyal demokrasiye doğru yöneltmiş olmasıydı -Stalinizme duyduğu düşmanlık OCInin kendisini giderek daha fazla sosyal demokrat anti-komünizme uyarmasına neden oldu.
OCI, 1971 yılında, ayrılmanın gerekçesini oluşturan sorunlara bir açıklık getirmeksizin Uluslararası Komiteden koptu. OCI, 1960larda beklendiğinden çok daha fazla sağa kaymış olmasına karşın, SLL giderek daha fazla Britanyada yürüttüğü ulusal çalışma üzerinde yoğunlaştı ve uluslararası sorunları açıklığa kavuşturmaya olan ilgisini yitirdi. Daha sonra OCI siyasi oportünizmin, o zamandan bu yana Lambertin adıyla tanımlanan özgün bir biçimini geliştirmeye başladı.
"Lambertizm"in ayırt edici özelliği işçi sınıfının devrimci Marksizmin bayrağı altında bağımsız siyasi seferberliğini reddetmesidir. O bunun yerine sendika ve reformist parti aygıtlarının önde gelen temsilcilerini etkilemeye çabalar. Lambertin örgütü işçi sınıfına hitap etmeyerek, kimi etkili kişilerin kulaklarına fısıldamaya çalıştı.
Bir dönem için Lambertin Fasdaki örgütünün üyesi olan gazeteci Cemal Berraoui, Aujourdhui le Maroc gazetesinde yayınlanan anma yazısında bunu açıkça ortaya koyuyor. Berraoui şöyle yazıyor: "Lambert, büyük sınıf mücadeleleri sırasında ısrarla şunu vurguladı; Kitlelerin önderliği bizler değiliz -o bu rolü geleneksel aygıtlara bırakıyordu. Kitle hareketini incelemek; kendini geleneksel önderliklerin ve aygıtların yerine geçirmeden, onlara uygun sloganlar eliyle birleşik bir perspektif açmak; izlenen çizgi buydu."
Bu çizgi, gerici bürokratik aygıta kriz zamanlarında işçi sınıfını felce uğratması ve burjuva düzenini istikrara kavuşturması için sol bir paravana sağlamak üzere yaratılmıştı. Bu bakımdan, Lambertin, ölümünün ardından Fransız basınında yer alan çok sayıdaki yazının da tanıklık ettiği gibi, son derece "başarılı" olduğundan kuşku yok.
Le Monde, "Yetenekli bir manevracı olan Pierre Lambert, çevresinde yer alan farklı güçleri nasıl bir araya getireceğini ve alçakgönüllü ancak kendi sınırları içinde etkin bir örgütü sürdürecek araçları nasıl bulacağını biliyordu," diye yazıyor. Gazete, Lambertin, 1970lerin başında, bir zamanlar Trotskiyin sekreterlerinden biri olarak görev yapmış olan Fred Zellerin yer aldığı Büyük Doğu Hür Masonlar locası ile olan bağlantılarına; OCInın hem Lambertin yakın bir dostu olan Marc Blondelin uzun yıllar sekreterliğini yapmış olduğu sendika konfederasyonu Force Ouvrière (FO) içindeki etkisine hem de öğrencilerin sosyal sigorta düzenlemelerini yöneten öğrenci örgütü MHEFyi kontrol ediyor olmasına işaret ediyor.
Libération gazetesine göre, Lambertin aynı zamanda basın baronu Robert Hersantla düzenli olarak görüşmeler yaptığı ve hatta 1995 yılında, emeklilik reformlarına karşı yapılan kitlesel protestoların hemen öncesinde diğer FO görevlileriyle birlikte başkanlık sarayında özel bir akşam yemeğine katıldığı söyleniyor.
Bununla birlikte Lambertin reformist bürokrasiye yaptığı yağcılığın en önemli sonucu kesinlikle çok sayıda önde gelen Sosyalist Parti üyesinin kendi okulundan geçmiş olmasıdır. Bunların arasında en tanınmış olanı 1997 ile 2002 yılları arasında Fransız hükümetinin başında yer almış olan ve 2002de başkanlık seçimlerine katılan Lionel Jospindir. Ancak Jospin kesinlikle bunun tek örneği değildir.
Jospin OCIya 1960ların ortalarında bir öğrenci olarak katıldı ve daha sonra, 1971 yılında, kendisine Sosyalist Partiye üye olması söylendi. Jospin, 1981 yılında devlet başkanı seçilmesinin ardından onun partinin birinci sekreteri olmasını sağlayan, parti lideri François Mitteranda en yakın olanlar içinde hızla yükseldi. En yakın çalışma arkadaşlarının tamamını gözetim altında tutan Mitterand, o zamandan bu yana bağımsız kaynakların da doğruladıkları gibi, hiç kuşkusuz Jospinin gizli OCI üyeliğini ve Lambertle olan yakın ilişkilerini de biliyordu.
1970lerin başında birkaç binin üzerinde üyesi olan ve gençlik örgütü Alliance des Jeunes pour le Socialismein (AJS) on binleri seferber edebildiği OCInın desteğini almak, Mitterand için büyük önem taşıyordu. Kısa bir süre için Vichy rejiminde görev yapmış ve Cezayir savaşının en üst noktasında içişleri ve adalet bakanlığı görevlerinde bulunmuş olan, bu itibarını yitirmiş burjuva politikacısı, 1971 yılında Sosyalist Partinin önderliğine geldi ve partiye sol bir kimlik kazandırmaya çalışıyordu.
Mitterrandın amacı Fransada -1968in genel grevi ve öğrenci protestoları ile ciddi biçimde sarsılmış olan- burjuva düzenine, Komünist Parti ile yapacağı ve egemenliği elinde tutacağı bir ittifak yoluyla, yeni ve istikrarlı bir temel oluşturmaktı ki, bunu da en sonunda başardı. OCI, bu "sol ittifakı", "işçilerin birleşik cephesi" olarak övdü ve onu soldan eleştiren herkese saldırdı.
OCI ile Mitterrand arasındaki ilişkiler en sonunda soğuyunca, Jospin ve Sosyalist Partiye 1971 yılında katılmış olan diğer OCI üyeleri yalnızca bu partide kalmakla yetinmediler; 1986da Lambertin örgütünün bütün bir kanadı, öğrenci çalışmasının başını çeken Jean Christophe Cambadélisin önderliğinde Mitterandın kampına geçti. Cambadélis, 10 yıl boyunca Ulusal Mecliste yer aldı ve bugün Sosyalist Parti hiyerarşisi içinde en etkili isimlerden biri konumunda.
1995/96 kışında, demiryolu işçilerinin ve kamu çalışanlarının Jacques Chiracın de Gaullcü rejimini sarsan grevi haftalarca uzadığında, yönetici seçkin durumu kontrol altına alabilmek için gözlerini bu insanlara çevirdi. 1997 yılında Lionel Jospin başbakan olarak ortaya çıktığında, Fransız hükümetinin başında, yaklaşık olarak 20 yıl süreyle sözde Trotskist bir hareketin disiplini altında çalışmış olan bir adam vardı.
Jospinin rolü, bir yandan işçi sınıfını kontrol altına almak için kendi solcu imajını kullanırken, aynı zamanda finans kapitalin çıkarları doğrultusunda bir özelleştirme ve sosyal harcamalarda kesintiye gitme politikası izlemekti. Sonuç yıkıcı oldu. Yaşanan yaygın düş kırıklığı, bir tek -daha sonra 2002 yılı devlet başkanlığı seçimlerinin ilk turunda Jospini yenilgiye uğratan ve ikinci tura kalarak Chiracla yarışan- Jean Marie Le Penin aşırı sağcı Ulusal Cephesine yaradı.
Bu arada, Lambert yeni bir projeye, 1991 yılında Parti des Travailleursün (PT) kurulmasına yöneldi. Her ne kadar, eski OCI tarafından kontrol ediliyor olsa da bu parti ısrarla Trotskist bir örgüt olmadığını vurguluyor; kendisini eski OCI ile birlikte PT içinde sosyal demokratlar ve Stalinistlerle yan yana yer alan bir eğilim, Courant communiste internationaliste(Uluslararası Komünist Akım) olarak lanse ediyor. OCI, PTnin kurulmasıyla birlikte, etkisi altında tutabileceği kendi bürokratik aygıtını, belirli bir ölçüde yaratmış oldu.
PTnin hedef kitlesi sıradan işçilerden değil, Sosyalist ya da Komünist parti hiyerarşisi içinde yer alıp, şu ya da bu nedenle -genellikle kariyerci tutkuları karşılanmadığı için- düş kırıklığına uğramış unsurlardan oluşuyor. PT, son devlet başkanlığı seçim kampanyasında kendisini Fransanın 36.000 belediye başkanının -bir entrika ve rüşvet yığınının- çıkarlarının temsilcisi olarak sundu. PT, seçim programının merkezine, Fransız toplumundaki bütün kötülüklerin sorumlusu ilan ettiği Avrupa Birliğine karşı şovenist-tonlar taşıyan bir kampanyayı yerleştirdi.
Lambertin taraftarları FO sendikasında, Blondel dönemindeki kadar olmasa da, hâlâ önemli bir etkiye sahipler.
Lambertin etkisi Fransayla sınırlı değil. Onun taraftarları Kuzey Afrikada, Latin Amerikada, Türkiyede ve diğer ülkelerde akıl hocalarının modelinin peşinden giderek, reformist partilerin ve sendikaların aygıtlarının; çoğu zamanda bunların sağ kanatlarının içinde çalışıyorlar. Parti des Travailleursün (İşçi Partisi) Brezilyadaki Lulanın partisiyle aynı adı taşıyor olması rastlantısal bir durum değildir. Lambertin Brezilyalı izleyicileri bugünkü Brezilya devlet başkanının partisinin kurulmasında önemli bir rol oynadılar ve parti aygıtını soldan gelen her türlü eleştiriye karşı savunarak, onun saflarında yer alan sadık üyeler olduklarını kanıtladılar.
Lambertin yaşamı ve mirası uluslararası işçi sınıfı için önemli dersler içermektedir. Onun yaşamı ve mirası siyasi oportünizmin bedelini tasvir ediyor. Bu yalnızca farklılaşan görüşler ya da yapılan hatalar sorunu değildir. Kriz dönemlerinde, oportünizm burjuva düzeninin son savunma hattı haline gelir.
Dünya Sosyalist Web Sitesi çok yakında Lambertin yaşamı ve önemi üzerine daha kapsamlı eleştirel bir değerlendirme yayınlayacak.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|