World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler

Yazıcıya hazırla

İstanbul polisi belediye işçilerine saldırdı

Türkiye muhabirimiz bildiriyor
5 Ağustos 2008
İngilizce’den çeviri (19 Temmuz 2008)

İstanbul’da, 17 Temmuz günü, grev aşamasına gelmiş olan toplu iş sözleşmeleri ile ilgili olarak barışçıl bir protesto gösterisi düzenlemeye çalışan 2.000 kadar belediye işçisine, Türk çevik kuvvet polisi vahşice saldırdı.

Türkiye Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Belediye-İş) üyesi işçiler o sabah, Türkiye’nin ekonomik başkenti konumundaki İstanbul’un Edirnekapı semtinde, yakındaki belediye binasına doğru yürümek amacıyla toplandılar. İşçiler binanın kapısına grev kararını asmayı planlıyorlardı.

Türkiye’de sendikalar toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işverenle bir anlaşmaya varamamaları halinde, 60 gün içinde greve gidebiliyorlar. Bu ülkedeki kısıtlayıcı yasal çerçeveye göre, bir sendika greve gitme kararını aldıktan sonra bu kararını işveren tarafına en az bir hafta önceden bildirmek zorunda.

17 Temmuz günü işçiler yürüyüşe geçtikleri zaman, yüzlerce polis coplarla, biber gazıyla ve tazyikli su sıkarak saldırdı. Birçok işçi polisin zorbalığından ara sokaklara kaçarak kurtulmaya çalışırken, çok sayıda işçinin yaralandığı bildirildi. Polis aynı zamanda olay yerinde görev yapmakta olan foto muhabirlerine de saldırdı.

İşçiler yine de protestolarını sürdürmeye kararlıydılar ve belediye binasının önünde yeniden toplanmayı başardılar. Polis işçileri planladıkları gösteriyi yapmaktan alıkoydu ancak protestoya katılanlar bir arada kalarak, "Vali istifa", "İnsanca yaşamak istiyoruz" ve "Bütçenizi işçiler için yapın, İMF için değil" gibi sloganlar attılar.

İstanbul Belediyesi’nin temsilcileriyle Belediye-İş sendikası son beş aydır yeni bir toplu iş sözleşmesi için görüşmeler yürütüyorlardı. Gerek belediye tarafından işletilen İston, İsfalt, İsbak, Belbim ve Kültür A.Ş. şirketlerinde gerekse de Zeytinburnu, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Ümraniye, Üsküdar, Güngören ve Adalar ilçe belediyelerinde çalışan 10.000’den fazla işçiyi kapsayan anlaşmazlığın merkezinde ücretle ilgili konular yer alıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, onun tarafından işletilen şirketler ve yukarıda belirtilen ilçe belediyelerinin tamamı İslamcı AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) -Türkiye’deki iktidar partisi- tarafından yönetiliyor.

Resmi enflasyon oranındaki artışın yüzde 10 ile 15 arasında olacağı öngörüldüğü halde, belediye yönetiminin temsilcileri iki yıllık sözleşmenin ilk yılı için yüzde 8 oranında bir ücret artışı önerdiler. Oysa Merkez Bankası bile bir süre önce 2008 yılı için enflasyon tahminini yüzde 9,3’e yükselterek revize etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan tüketici anketleri, Türkiye halkının çoğunluğunu etkileyen gıda maddeleri ve kiradaki enflasyon oranının ortalama resmi enflasyon oranından çok daha yüksek düzeylerde seyrettiğini açıkça ortaya koyuyor. Yüzde 8 oranında bir ücret artışını kabul etmek, Belediye-İş bürokrasisinin ihanetleri nedeniyle uzun yıllardır sürekli gelir kaybı yaşamakta olan belediye işçileri için reel bir ücret kaybı anlamına gelecek. Sendika bürokratları, şu ana kadar öfkeli üyelerinin baskısı altında, yeni bir ihanet sözleşmesinin altına imza atamadılar.

Bununla birlikte İstanbul belediye işçilerinin, geçmişte Belediye-İş’in kendilerine birçok kez ihanet ettiğini ve aynı şeyi kapalı kapılar ardında kesinlikle bir kez daha yapacağını göz önünde bulundurarak, tetikte olmaları gerekiyor.

Sendikanın şube yöneticilerinden Hasan Gülüm gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Görüşmelerin uzun bir süreden beri devam ediyor olmasına karşın, bize yüzde 8 oranında bir ücret artışı önerdiler. Ekmek, su ve ulaşımda fiyatlar yüzde 35 oranında arttı. Kimse bizden bu yüzde 8’lik artışı kabul etmemizi bekleyemez." Bununla birlikte sendika sözleşmenin ikinci yılı için resmi enflasyon oranını temel alan ve işçilerin ücret artışlarının bugüne kadar enflasyonun ne kadar çok gerisinde kaldığını hesaba katmayan bir artışı kabul edeceğinin işaretini vermiş durumda.

Sendikanın başkanı Nihat Ayçiçek’in yaptığı konuşma, Belediye-İş sendikasının, belediye işçilerinin bu son polis saldırısından gerekli dersleri çıkarmalarını engellemeye çalıştığını açıkça ortaya koydu. Ayçiçek, şovenist bir retoriğe başvurarak, "İşçiler ülkesini, devletini ve halkını herkesten daha fazla seviyor," dedi. Oysaki kısa bir süre önce işçileri coplarla döven bizzat bu devletti.

Ayçiçek aynı zamanda konuşmasında Türkiye’nin laik, demokratik ve sosyal bir devlet olduğunu da vurgulayarak, İslamcı AKP’nin elinde olan yerel yönetime karşı, siyasi düzenin Kemalist kanadından yana tavır aldı. Sendika yönetimi tarafından yapılan bu tür açıklamalar belediye işçilerinin öfkesini milliyetçi bir doğrultuda kanalize etmeyi ve işçilerin saflarında kafa karışıklığı ve bölünmeye yol açmayı amaçlıyor.

Polis tarafından barışçıl ve yasal bir gösteriye karşı kullanılan kaba kuvvet, iki buçuk ay önce İstanbul’da 1 Mayıs gösterisine katılanlara yöneltilmiş olan eşi görülmemiş polis vahşetini hatırlattı.

İşçilere karşı yapılan bu vahşice saldırılar AKP’nin gerçek sınıf karakterini gözler önüne seriyor ve konu işçi mücadelelerine ve burjuva düzenini korumaya geldiğinde AKP ile Kemalist düzen içinde yer alan muhalifleri arasında köklü hiçbir fark bulunmadığını gösteriyor.

Makalenin İngilizce orijinali
(19 Temmuz 2008)
Türkiye’de lastik işçilerinin grevi reel ücret kayıplarıyla sona erdi
( 17 Temmuz 2008)
Türk lastik işçileri Bridgestone, Goodyear ve Pirelli’de greve gitti
( 9 Temmuz 2008)
Türk hükümeti işçilere yeni saldırılar düzenlemeyi taahhüt etti
( 29 Mayıs 2008)
İstanbul’daki 1 Mayıs gösterisi vahşice bastırıldı
( 29 Mayıs 2008)

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır