World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Diğer haberler ve analizler

Yazıcıya hazırla

Pekin Olimpiyatları kapitalist piyasayı ve milliyetçiliği kutluyor

John Chan
15 Ağustos 2008
İngilizce’den çeviri (8 Ağustos 2008)

Pekin’de Olimpiyat Oyunları’nın bu akşam yapılacak olan açılış töreni, Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından geçtiğimiz yedi yıl boyunca, Çin’in yeni bir ekonomik güç olarak yükselişini gözler önüne sermek üzere, büyük bir özenle hazırlanmaktaydı. Bu etkinlik, daha önceki Olimpiyatlarda olduğu gibi, ama yalnızca daha geniş bir ölçekte, 43 milyar doların savurganca harcandığı, bu kez Çin’in yeni kapitalist seçkininin dünya sahnesine çıkışının kutlanacağı bir parti niteliğinde.

Törenin zamanlaması olabildiğince çok "8"i içerecek bir biçimde ayarlanmış -8 Ağustos 2008’de, akşam saat 8.08’de- ve bu zamanlama Çin kapitalizminin "Zenginleş, zenginleş ve zenginleş!" sloganını utanmazca yansıtıyor. "8" sayısı, Deng Şiaoping’in 1978 yılında piyasa reformlarını başlatmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden, okunuşu ("be" olarak okunur) Çincede zenginlik sözcüğünün okunuşuna benzediğinden ("fe"), servet elde etmek için uğurlu sayı olarak kabul edilir oldu. Burada amaç sadece yerel kapitalist seçkine değil, fakat aynı zamanda büyük küresel şirketlerin yöneticilerine de bir sinyal göndermek: eğer zengin olmak istiyorsanız Çin’e gelin -burası yatırım yapmak ve iş imkânları sağlamak için en uygun yer.

Ne var ki, Oyunlar için ılıman sonbahar ayları Eylül ve Ekim yerine, sıcak Ağustos ayının seçilmiş olması, yetkililerin yazın ciddi boyutlara ulaşan yoğun hava kirliliği ile uğraşacakları anlamına geliyor. Pekin’de milyonlarca otomobilin trafiğe çıkmasının durdurulması ve fabrikaların kapatılması gibi, alınan sert önlemlere karşın, mavi gökyüzü güçlükle görülebiliyor. Bu, Çin’in uluslararası imajını yükseltmek yerine, dünyaya sadece Çin’in, kapitalist piyasanın serbestçe işleyişi sayesinde, dünyanın 1 numaralı karbondioksit emitörü olma unvanını elinde tutmakta olduğunu hatırlattı.

Pekin Olimpiyatları, aynı zamanda, küresel kapitalizmin önderlerine, ABD’de yüksek riskli uzun vadeli ipotek karşılığı konut kredilerinde [mortgage; tut-sat -ç.n.] bir yıl önce yaşanan çöküşün başlattığı küresel ekonomik düşüşün ortasında, dikkatleri ekonomik durgunlaşmadan, enflasyondan ve artan toplumsal huzursuzluklardan başka bir yere yöneltmeye yarayacak bir etkinlik sunuyor. ABD Başkanı George Bush’un ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin de aralarında yer aldığı, 80’den fazla dünya lideri açılış törenine katılacak.

Onların gelişinin, dünyanın en güçlü şirketlerinin üst düzey yöneticilerini taşıyan özel uçakların havaalanına aynı anda iniş yapmaları nedeniyle, Pekin hava trafik yetkilileri için kâbuslara neden olduğu söyleniyor. Küresel BİS’ler de [CEO; Baş İcra Temsilcisi -ç.n.] tıpkı siyasi uşakları gibi, Çin’in ekonomik başarısına ortak olmayı arzu ediyorlar.

Aslında Çin, kapitalizmin hâlâ gelişip büyüdüğü tek yermiş gibi görünüyor. Tanınmış film yapımcısı Zhang Yimou tarafından yönetilen devasa havai fişek gösterisi ve görkemli açılış töreni, yalnızca Çin’in geleneksel kültürünü değil, ülkenin artan ekonomik kudretini de sergilemeyi amaçlıyor. Görüntüleri sızdırılarak Güney Kore televizyonunda gösterilen bir provada yer alan sahnelerin birinde, Çin’in hızlı büyümesini temsil etmek üzere, yerden bir anda, sıfırdan binaların yükseldiği görülüyordu. Çin, 1978 ile 2007 yılları arasında 40 kat büyüyerek, sefalet içindeki yoksul bir ülkeden, dünyanın dördüncü en büyük ekonomisi haline geldi.

"Kuş Yuvası" ana stadyumdan, oval Büyük Devlet tiyatrosuna ve oradan Pekin’deki kıvrık CCTV [kapalı devre televizyon -ç.n.] genel merkezine varıncaya kadar, tamamının tasarımı önde gelen uluslararası mimarlar tarafından gerçekleştirilen, bu ultra-modern Olimpik mimarî, Çin’in modernlik ve ilerleme yolundaki gayretlerini göstererek yabancıları etkilemeyi amaçlıyor. Pekin uluslararası havaalanında devasa bir genişletme çalışması gerçekleştirildi. Havaalanının 3. Terminali tek başına, Londra’daki Heathrow havaalanının beş terminalinin tamamından daha büyük.

On iki çokuluslu şirket, küresel Olimpik sponsorlar haline gelip, dünyanın dört bir yanında, yapılacak etkinlikleri seyretmesi beklenen 4 milyar insana ürünlerinin reklamını yapabilmek için, 200’er milyon dolar ödediler. Sponsorluk için ödenen toplam tutar 866 milyon dolar oldu. Bu tutar 2004 Atina Oyunları’nda toplanandan üçte bir oranında daha fazla. Bu tutar küresel sponsorların ödeyecekleri, tahminen 1.5 milyar doları bulan reklam gelirlerini ya da diğer onlarca çokuluslu ve Çinli şirket tarafından ödenen ortaklık bedellerini içermiyor. Yalnızca Adidas’ın, Çin’de satılan ürünlerinin üzerinde Olimpiyat logosunu kullanabilmek için 80 milyon dolar ödediği söyleniyor.

Pekin Olimpiyatları’nın sloganı "Tek Dünya, Tek Rüya". Ama Washington, Tokyo ve Avrupa başkentlerinde Çin’in yükselişine yönelik duygular çok daha karmaşık. Bir yandan, şu anda dünyanın dört bir yanındaki büyük şirketler, dünyada işçi sınıfının en büyük bölümünü oluşturan Çin işçi sınıfının süper-sömürüsüne bağımlı durumdadır. Diğer yandan ise hammaddeler, pazarlar ve jeopolitik etki için, yerleşik güçlere karşı Çin’in hızla yeni bir rakip olarak yükselmesi konusunda duyulan endişeler var.

Çin Devlet Başkanı Hu Cintao’nun Olimpiyatları politize etmeme çağrısına karşın, kimi Batılı liderler, Pekin’in insan hakları konusundaki sicilini ve Tibet’te sürdürdüğü baskıcı yönetimi gündeme getirdiler. Başkan Bush geçen hafta, sürgündeki Çinli "demokrasi" hareketinin önderlerini Beyaz Saray’da ağırladı. Ardından ABD Temsilciler Meclisi, Çin’in insan haklarını iyileştirmesini talep eden bir karar önergesini oybirliğiyle kabul etti.

Bush, Olimpiyatlar için yola çıkmadan önce, Washington’daki Asyalı muhabirlere, Irak savaşının Çin’in etki gücünü ABD’nin aleyhine artırmasına neden olduğu eleştirilerinin ortasında, ABD’nin Asya’daki müttefiklerine bağlı olduğunu söyledi. Asya ülkelerini Pekin’le çok fazla yakınlaşmamaları konusunda uyaran Bush, şöyle dedi: "Çoğu kez, eğer biriyle dost olursanız, bir başkası ile dost olmayı zorlaştırırsınız." Bush, Pekin’e gitmeden önce Bangkok’da mola verdi ve Pekin rejimini Çin vatandaşlarına "özgürlük" sağlamaya çağıran bir konuşma yaptı.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Liu Ciançao, ABD Kongresi’nin kabul ettiği karar önergesini, Olimpiyatları "sabote" etmeye yönelik bir girişim olarak adlandırdı ve Bush’un "Çin’in iç işlerine saygısızca karıştığını ve Çin karşıtı düşman güçlere son derece yanlış bir mesaj verdiğini," söyledi. Pekin, büyük ölçüde iç kamuoyuna dönük olan bu milliyetçi söylemin gerisinde, Bush’un Oyunların boykot edilmesine yönelik çağrılara direndiğini çok iyi biliyor.

Aslında Bush, deniz ötesi bir Olimpiyata katılan ilk ABD başkanı. Daha da sinik olanı, daha önce Pekin’in Tibet’e yönelik baskıları nedeniyle açılış törenini boykot etmekle tehdit etmiş olan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy. Sarkozy daha sonra Dalay Lama ile görüşmeyeceğini açıkladı. Şimdi ise Çin hükümetinin Oyunları hazırlayışı nedeniyle "bir altın madalyayı hak ettiğini" söylüyor. Xinhua haber ajansına yaptığı açıklamada, "Benim Pekin’deki varlığım, Fransa ile Çin arasındaki dostluğun Fransız dış politikasının temel ekseni olduğunu bir kez daha teyit edecektir," dedi.

"Ahenkli toplum"

Pekin, Çin milliyetçiliğini güçlendirme fırsatının sonuna kadar kullanıyor. Geçtiğimiz 30 yıl boyunca kapitalist piyasayı açıkça bağrına bastıktan sonra, ÇKP’nin sosyalist olduğunu iddia etmesi saçmadır. Rejim, Çin’in büyümesini ve prestijinin artmasını sağlamış olmasına giderek daha fazla dayanıyor, bundan faydalanmış olan bir orta sınıf katmana sesleniyor. Olimpiyatlar için yapılan savurganca harcamalar -daha önceki beş Olimpiyat için yapılan harcamaların toplamından 1,5 kat daha fazla- gerek bu noktanın altını iç kamuoyunun önünde çizmeye gerekse de yabancı büyük şirketlerin seçkinlerine Çin’in avantajlarının reklamını yapmaya yönelik. Aynı zamanda, dikkatleri Çin’de zenginle yoksul arasındaki giderek derinleşmekte olan sosyal uçurumdan başka yere çekmek için milliyetçiliği kullanıyor.

Çin’deki çarpıcı boyutlardaki toplumsal eşitsizliği gözlerden gizleyebilmek için, esas olarak düşük ücretli göçmen işçilerden oluşan ve aralarında Olimpiyat tesislerinin yapımında görev almış olanların da bulunduğu dört milyon insan, şehirden çıkarıldılar. Mağduriyetlerinin üst düzey hükümet yetkilileri tarafından duyulması için mücadele etmeye gelen binlerce davacı, polis tarafından sürüklenerek götürüldü. Bunların birçoğu gözaltı merkezlerinde alıkonuluyor. Şehirde yaşayan yoksul insanların bir bölümü ucuz motellerde ve günlük olarak 1 dolardan daha az bir paraya kiralanabilen bodrum dairlerindeki odalarda kalıyorlardı ancak şimdi bu yerler de kapatılmış durumda.

Babasına emekli maaşı bağlanmasını isteyen bir davacı olan Wang Lijun,Los Angeles Times’a şunları söyledi: "Bizim negatif bir imaj yarattığımızı söylüyorlar. Bize mülteciymişiz ve suçluymuşuz gibi davranıyorlar." Bir başka kadın, kocasının bir çelik fabrikasından kovulmasıyla ilgili yedi yıldan bu yana davacı olan, Şanxi vilayetinden Li Li şu açıklamayı yaptı: "Bize daha önce hiç olmadığı kadar çok baskı yapıyorlar. Bizi ülkenin istikrarının bozacak düşmanlar olarak görüyorlar." Ardından ekliyor: "Bizden Olimpiyat Oyunları’nı kucaklamamızı, ülkeyi sevmemizi, partiyi sevmemizi istiyorlar. Ama onlar bizi sevmiyorlar."

Terörizmi önlemek adına polis devleti aygıtı, dünya liderlerini ve Olimpik alanları korumak üzere, bir bütün olarak seferber edilmiş durumda. 100.000 kişilik para-militer polis, askerler ve özel kuvvet birimlerinden oluşan bir anti-terör gücü var, ayrıca yüz binlerce sıradan polis memuru, güvenlik görevlisi ve gönüllü devriye de görev alıyor.

Güvenlik güçleri arasında, içlerinde, şu anda Pekin’in dışında mevzilendirilmiş olan Altıncı Zırhlı Bölüğün de yer aldığı, Halk Kurtuluş Ordusu’ndan (HKO) 34.000 asker var. Bölük komutanı basına yaptığı açıklamada ağır silahlarla donanmış birimlerin, "ani bir olay"ın yaşanması halinde hızla başkente doğru harekete geçeceklerini söyledi. Tank birlikleri Pekin caddelerinden son kez 1989 yılında, Tiananmen Meydanı’nda protesto gösterisi düzenleyen işçileri ve öğrencileri ezmek için geçmişti.

Ordu aynı zamanda gerek 74 savaş uçağı, 48 helikopter ve 33 savaş gemisini gerekse de uçak savar ve biyo-kimyasal birimleri konuşlandırmış durumda. Televizyonlar, pilotların Pekin üzerindeki uçuşa kapalı bölgelere tecavüz eden uçaklara füze fırlattığı sahneleri de içeren askeri tatbikat görüntülerine yer verdiler.

Olimpiyat Güvenlik Komuta Merkezi’nin Silahlı Kuvvetler Çalışma Dairesi başkanı Tian Yixiang’a göre güvenlik güçleri Sincan’dan gelen "Doğu Türkistanlı" militanları, Tibetli ayrılıkçıları, yasaklanmış olan Falun Gong tarikatı ve "demokrasi" hareketi üyelerini hedef alacak. Tibet’te, Olimpiyatlar sırasında "mutlak güvenliği" sağlamak için polis gücü iki katına çıkarıldı. Halkın Silahlı Polisi Haber Merkezi, Temmuz ayında "düşman güçlerin" ve teröristlerin "uluslararası bir etki" yaratabilmek için "palalarını bilediklerini ve eyleme geçme arzusu içinde olduklarını," açıkladı.

Rejimin yaptığı saldırgan açıklamaların ardında, Oyunlara yönelik, Çin’in iş ve yatırım için güvenilir bir yer olduğu imajını sarsabilecek herhangi bir karışıklığın çıkması konusunda duyulan büyük korku yatıyor. Artan enflasyon ve işsizlik ve ortaya çıkan ekonomik durgunlaşma belirtileri, Çin’de var olan muazzam boyutlardaki toplumsal gerilimleri şiddetlendirmekte. Sincan’daki Müslüman Uygurlar ve Tibet’teki kitleler gibi ezilen ulusal azınlıklar çeşitli protesto gösterileri düzenlediler. Protestocuların mağduriyetlerine dikkatleri çekmek için dünya medyasını kullanmaya çalışmaları durumunda, bu toplumsal huzursuzluk alanlarından herhangi biri, Oyunlar sırasında patlak verebilir.

Bir Doğu Türkistanlı İslamcı grup geçen ay ve dün, Oyunlara saldırma tehdidinde bulunan ve aynı zamanda Çin’de kısa bir süre önce bir dizi otobüsün bombalanması eylemenin sorumluluğunu da üstlenen video görüntüleri yayınladı. Pazartesi günü Sincan, Kaşgar’da bir karakola el bombalarıyla düzenlendiği iddia edilen bir başka "terör" saldırısında, 16 polisin öldürüldüğü söyleniyor.

Pekin, aldığı sert önlemler nedeniyle yapılan eleştirileri yumuşatmak için, tanınmış kimi muhalifleri serbest bıraktı. Yetkililer başkentte, Oyunların yapılacağı yerlerden çok uzak noktalarda, üç "protesto bölgesi" oluşturdular, ancak yapılacak gösteriler için çok önceden onay alınması gerekiyor. Böyle bir onay almaya çalışacak olan Çin vatandaşları kimlik kayıtlarını rejimin eline teslim etmiş olacaklar. Olimpiyatların sonunda, dünyanın ilgisi başka alanlara kayınca, bu insanlar muhtemelen çok sert cezalara çarptırılacaklar. Aynı zamanda, karşıt tutum alan yabancıların da susturulmaları gündemde. Sayıları en azından yediyi bulan Britanyalı ve Amerikalı turistler, Tibet’teki durumu ya da Çin’de dini özgürlüklerin yetersizliğini protesto etmek isteyince gözaltına alındılar.

Pekin Olimpiyatları için oluşturulan devasa polis ve asker ağı, Çin’de işçi sınıfını vahşi kapitalist sömürüye katlanmaya zorlayan siyasi koşullara ilişkin küçük bir kesit sunuyor. Bush’un ve diğer dünya liderlerinin açılış töreninde yer almaları onların insan hakları ve ulusal azınlıkların içinde bulundukları kötü durum konusunda söylediklerinin bütünüyle ikiyüzlü karakterini gözler önüne seriyor. Hepsi, Pekin’deki polis devleti rejimi olmadan, dünya kapitalist ekonomisinin şimdi olduğundan çok daha kötü bir durumda olacağını gayet iyi biliyorlar.

Makalenin İngilizce orijinali
(8 Ağustos 2008)
Çin’in "kızıl kapitalisti"nin ölümü ve 1949 devrimi
( 10 Şubat 2006)
Yirmi birinci yüzyılın Çin’inde zengin ve yoksul
( 7 Aralık 2004)
Çin’de yönetim büyük çaplı özelleştirmelere hazırlanırken siyasi baskılar da artıyor
( 10 Ocak 2004)

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır