DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye
Yazıcıya hazırla
Türk hükümeti kuzey Iraka askeri müdahale yapılmasına yeşil ışık yaktı
Peter Schwarz
22 Ekim 2007
İngilizceden çeviri (15 Ekim 2007)
Türk hükümeti, orduya sınırı geçmesi ve Irakta bir askeri harekât düzenlemesi konusunda yeşil ışık yaktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 9 Ekimde toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, kuzey Iraktaki ayrılıkçı Kürdistan İşçi Partisine (PKK) karşı gerektiğinde sınır ötesi operasyon düzenlenmesi dahil her türlü önlemin alınması kararını aldı.
Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada "terör örgütünün komşu bir ülkedeki mevcudiyetini sona erdirmeye yönelik olarak önümüzdeki süreçte gerektiğinde sınır ötesi operasyon dahil olmak üzere hukuki, ekonomik ve siyasi her türlü tedbirin alınması, terör ve teröristlerle etkili yöntemlerle kararlı bir şekilde mücadeleye devam edilmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlara gerekli emir ve talimatlar verilmiştir," denildi. Hükümet kuzey Iraka sınır ötesi operasyon tezkeresini meclise göndermek için gerekli hazırlıkları sürdürüyor.
AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) genel seçimlerde elde ettiği başarının üzerinden birkaç ay ve kendi adayı Gülün cumhurbaşkanlığı makamına taşımasının üzerinden yalnızca haftalar geçmişken, kuzey Irakta askeri harekâtlar düzenlemek için yetki isteyen generallerden gelen baskıya boyun eğdi. Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Mayıs ayından bu yana kendilerine bu konuda yetki verilmesi çağrısı yapıyor.
Ilımlı İslamcı AKP hükümeti, generallere yeşil ışık yakarak aynı zamanda iç politika alanında ordunun elini güçlendirmiş oldu. Ordu son aylarda elindeki yetkilere vurulan bir dizi önemli darbeyi sineye çekmek zorunda bırakılmıştı.
Başlangıçta Başbakan Erdoğan ve o tarihte dışişleri bakanı olan Gül, sınır ötesi harekâtlar konusunda Yaşar Büyükanıtın başında bulunduğu genel kurmaydan gelen baskıya direndiler. Ordunun Gülün cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için darbe tehdidini gündeme getirmesi üzerine AKP genel seçimlerin tarihini öne aldı ve seçimlerde etkileyici bir başarı elde etti. Birçok seçmen, AKPyi ordunun iktidar tutkusunu bastıran bir karşı ağırlık olarak gördüğünden seçimlerde bu partiyi destekledi. Şimdi bu tür umutların tamamen temelsiz olduğu ortaya çıkmış durumda.
AKP orduyu Irakta askeri harekât için yetkilendirerek aslında kendisini fiilen askerlerin rehinesi haline getirdi.Süddeutsche Zeitung, "Bu, Başbakan Tayyip Erdoğan için ciddi sorunlar yaratabilecek olan çok tehlikeli bir anlaşma," yorumunu yaptı.
Türk ordusunun kuzey Iraka ne zaman ve ne ölçüde müdahale edeceği hâlâ belli değil. Ne var ki, herhangi bir geniş çaplı harekât Irak, Türkiye ve bütün Ortadoğu için çok kapsamlı sonuçlar doğuracaktır. Türk hükümetinin aldığı karar gerek kuzey Iraktaki mülteciler ve yerli halk gerekse de Türkiyenin doğusunda ve güneydoğusunda yaşayan Kürtler için daha fazla ıstırap anlamına geliyor. Hükümetin aldığı karar Türk siyasi yaşamı içinde ordunun konumunu güçlendirmektedir ve ülkeyi doğrudan Irakta yaşanmakta olan katliamın içine çekecektir.
NATO üyesi olan Türkiye, bölgedeki en büyük orduya sahip olmakla birlikte, şimdiye kadar görece ılımlı bir dış politika izledi. Türkiyenin daha etkin bir askeri rol üstlenmesi, Irak savaşıyla birlikte kargaşaya sürüklenmiş olan Ortadoğuda, üstünlük kurma mücadelesi veren diğer bölgesel güçlerle olan rekabeti kızıştıracaktır.
Türk generalleri yalnızca Irak dağlarında mevzilenmiş 3.000 dolayında savaşçıya sahip olduğu tahmin edilen PKKyi ezmek istemiyorlar. Aynı zamanda, kuzey Irakta de facto bağımsız bir Kürt devletinin ortaya çıkmasına da engel olmak istiyorlar -bu Amerikan işgalinin bozguna uğramasının hemen sonrasında giderek daha olası hale gelen bir gelişme. Generaller, böyle bir devletin Türkiyedeki Kürtler arasında ayrılıkçı eğilimleri güçlendireceğinden ve ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit edeceğinden endişe ediyorlar.
Bir Türk istilası Mesut Barzaninin yönetimindeki kuzey Irak bölgesel hükümeti birlikleriyle doğrudan çatışmaya yol açabilir. Barzani ve kuzey Iraklı Kürtlerin diğer temsilcileri, aylar öncesinden, bir Türk saldırısına karşı direnmek için askeri güç kullanacakları tehdidinde bulunmuşlardı.
ABD hükümeti, bir süredir Türkiyeyi Iraka müdahalede bulunmaktan vazgeçirmenin yolunu arıyor. Iraklı Kürt liderler Amerikan işgalinin en güvenilir destekleyicileri arasında yer alıyorlar ve kuzey Irak şu ana kadar görece istikrar bir bölge olarak görüldü. Öte yandan bir Türk işgali, Irakta yeni bir cephe açabilir.
Ankara ile Washington arasındaki ilişkiler son yıllarda önemli ölçüde soğudu. Verilmiş olan sözlere karşın, Iraklı Kürt liderler iç nedenlerden dolayı PKKyi bölgeden çıkartmak için güç kullanmaya başvuramazken, ne ABD ne de bölgesel Kürt hükümeti PKKye karşı harekete geçti. Buna ek olarak, ABD, Tahrandaki rejimi istikrarsızlaştırmak için, PKK ile yakın ilişki içinde olduğu iddia edilen ve İranlı bir Kürt örgütü olan Kürdistan Özgür Yaşam Partisini (PJAK) destekliyor.
Türk hükümetinin gösterdiği tutum değişikliğinin dolaysız nedeni, PKKnın son 12 yıl içinde düzenlendiği en ağır saldırı gerçekleştirmiş olmasıydı. Geçtiğimiz hafta sonu PKK tarafından düzenlenen saldırılar sonucunda 15 Türk askeri öldü. Bir hafta önce, aralarında birkaç "köy korucusu"nun da yer aldığı 12 köylü, bir minibüsün silahla taranması sonucunda hayatını kaybetti -ancak PKK bu saldırının sorumluluğunu üstlenmeyi reddetti.
Sağcı Türk medyası ve partiler bu saldırılara şiddetli bir şövenizmle tepki verdiler. Günlük gazetelerin birinci sayfaları ölenlerin fotoğraflarıyla kaplıydı. Çok satışlı bulvar gazetesi Hürriyet Iraka saldırılması çığırtkanlığı yaptı. Ölen askerler için düzenlenen cenaze törenlerine binlerce insan katıldı ve Ankara ve Trabzonda üniversite öğretim üyeleri ve öğrenciler sessiz yürüyüşler düzenlediler. Aynı zamanda Istanbulda da kimi gösteriler düzenlendi.
Bu kampanyanın taşıdığı Amerikan karşıtı ton çok belirgindi. Kemalist CHPnin (Cumhuriyet Halk Partisi) lideri Deniz Baykal, ABDyi Türkiyeyi bölmek için PKKyi kullanmakla suçladı. Faşist MHPnin (Milliyetçi Hareket Partisi) lideri Devlet Bahçeli kuzey Irakın istilası konusunda bir referandum düzenlenmesi çağrısını yaptı.
ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesinin, 92 yıl önce Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu tarafından katledilmesini "soykırım" olarak tanımlayan bir karar tasarısını kabul etmesi, yalnızca varolan husumetin daha da alevlenmesine hizmet etti. Bir sonraki adımda karar tasarısı Temsilciler Meclisine getirilip oylanacak.
Ermeni katliamı Türk milliyetçileri için bir tabudur. Soykırım sözcüğünü kullanan herkes hapis cezasıyla sonuçlanabilecek bir yargılamayı ya da hatta ölüm tehditlerini göze almak zorundadır.
Bu kararın kabul edilmesini önleyebilmek için, Ankarada, Iraktaki ABD işgaline yaşamsal destek sağlayan İncirlik üssünü kapatma tehditleri yapıldı. ABD Başkanı George W. Bush, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Savunma Bakanı Robert Gates, hepsi Ankara ile yaşanan gerginliklerin daha fazla tırmanmasını önlemek amacıyla, Ermeni karar tasarısının kabul edilmesini önlemek için çaba harcadılar.
Türkiyenin dış politikada daha fazla inisiyatif alıyor olması, Washingtonda, genel olarak ABDnin bölgedeki çıkarlarını genişletmesi yolunda bir şans olarak görülmektedir.
Etkili bir dergi olanForeign Affairsin Temmuz-Ağustos sayısında yer alan bir makalede şu saptama yer alıyor: "Türkiye, on yıllar süren pasifliğin ardından, Ortadoğuda şimdi önemli bir diplomatik oyuncu olarak ortaya çıkıyor." Bu ülkeye "doğru biçimde yaklaşılması durumunda... bu Washington ile onun Batılı müttefikleri için Türkiyeyi Ortadoğuda bir köprübaşı olarak kullanmak için bir şans olabilir."
Bununla birlikte makale, böyle bir yönelişin Türkiyenin PKKnın rolüne ilişkin kaygılarını ciddiye alma koşuluna bağlı olduğunu belirterek sürüyor.
Bu bakımdan Amerikan dış politikası derin bir ikilemle karşı karşıyadır. Türk ordusu ile Irakta verdikleri destek ABD için bu kadar önemli olan Kürt milliyetçileri arasında bir karar vermek zorunda. ABDnin Türk ordusuna PKKya karşı harekete geçme konusunda hareket serbestisi sağlaması, kuzey Irakın kaçınılmaz olarak istikrarsızlaşması ile sonuçlanacaktır. Türk ordusu, kendi adına, Iraktaki Kürt milliyetçilerine herhangi bir ödün verilmemesi konusunda son derece kararlı.
Ankara, hükümetle ordu arasındaki çekişmeler ne olursa olsun, Washingtonun çıkarları ile ters düşen kendi çıkarlarını giderek daha fazla geliştiriyor. Türk hükümeti, İranın nükleer programına karşı çıkmak gerektiği konusunda Washingtonla fikir birliği içinde ancak Kürtlerle olan köklü çatışmasını çözüme ulaştırabilmek için hem Tahran hem de Suriye ile işbirliği yapmaya çalışıyor. Hem İran hem de Suriye önemli büyüklükte Kürt azınlığa sahipler ve ayrılıkçı bir hareketin yol açabileceği sonuçlar karşısında endişeliler.
Türkiye aynı zamanda İranla olan ekonomik işbirliğini giderek arttırıyor. Türk hükümeti, ABDnin isteklerine rağmen, İranı ve onun doğal gaz rezervlerini büyük bir projeye -Türkiyeyi Balkanlar üzerinden batı Avrupaya bağlayacak olan Nabucco boru hattına- dahil etmeye çabalıyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|