World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Amerika Birleşik Devletleri

Yazıcıya hazırla

ABD Castro’nun sağlığı ile ilgili yapılan spekülasyonların ortasında Küba’ya karşı provokasyonlarına hız verdi

Bill Van Auken
25 Ağustos 2006
İngilizce’den çeviri (3 Ağustos 2006)

Devlet Başkanı Fidel Castro’nun, bağırsak kanaması nedeniyle acil olarak ameliyata alınmadan önce iktidarın temel dizginlerini geçici olarak kardeşi Raul’e bıraktığını açıklamasının hemen sonrasında Bush yönetimi, Küba’ya karşı provokasyonlarına hız vererek, adaya doğrudan bir ABD müdahalesi tehlikesini gündeme getirdi.

Böylelikle Castro, ABD tarafından desteklenen diktatör Fulgencio Batista’ya karşı bir gerilla ayaklanmasının ardından iktidara gelişinden bu yana geçen 47 yıl içinde Küba devletinin temel organlarının başı olarak elinde tuttuğu yetkileri ilk kez bir başkasına devretmiş oluyor.

Yetki devri açıklaması Miami’deki ve ABD’nin başka yerlerindeki sağcı siyasi göçmenler arasında tantanalı gösterilerle karşılanırken, Washington’dan yapılan resmi açıklamada uzun yıllardır Küba’yı yönetmekte olan Castro’nun çalışmaz hale gelmesinin ya da ölmesinin ABD’nin bu ülkeye karşı sürdürdüğü saldırgan politikada herhangi bir yumuşamaya yol açmayacağı belirtildi.

Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, "Yumuşama yönünde herhangi bir planın söz konusu olmadığını," vurguladı ve Raul Castro’yu bir "gardiyan" olarak nitelendirdi.

Sağcı Cumhuriyetçi parti Temsilciler Meclisi üyesi Lincoln Diaz-Balart Miami’de yaptığı bir basın toplantısında Kübalı güvenlik güçlerinden herhangi bir toplumsal kargaşayı bastırmaya yönelik olarak verilecek emirlere uymayı reddetmelerini istedi ve aksi halde "adlarının ağır suç işlemiş olanların listesinde yer alacağını" söyleyerek tehditler savurdu. Diaz-Balart, kendisince hazırlanmış olan, Küba’da ABD tarafından desteklenen "muhaliflerin" evlerinin önünde düzenlenen protesto gösterilerine katıldıklarının tespit edildiğini iddia ettiği 56 kişilik Castro yanlıları listesini elinde salladı.

Florida’daki Castro karşıtı Kübalı sürgünler kitlesel sivil itaatsizlik ve askeri ayaklanma çağrıları yaparlarken, Küba’dan gelen haberler bu ülkede herhangi bir toplumsal huzursuzluğun yaşandığına işaret etmiyor.

Küba medyası Castro’nun "sağlık durumunun iyi" olduğunu belirttiği ve "moral bakımdan kendisini çok iyi hissettiğini" söylediği bir açıklamasını yayımladı. Fidel iktidarı "geçici olarak" kardeşine devrettiğine ilişkin ilk açıklamasında, geçireceği ameliyatı "karmaşık" olarak nitelendirdi ve ardından "birkaç hafta boyunca istirahat edeceğini" söyledi.

ABD hükümeti yetkilileri Küba’da "demokrasi" için yapılan malum çağrıların yanı sıra adayı fiilen abluka altına almak ve Washington’un askeri olarak müdahale etmesi veya adada büyük çaplı bir kriz çıkarmakta başarılı olması durumunda mültecilerin ABD’ye akın etmesini önlemek için çok sayıda Donanma ve ABD Sahil Güvenlik birimini konuşlandırma planlarını açıklamış durumdalar.

Castro’nun sağlık durumu üzerinden bir kriz ortamı yaratma girişimi Washington’un Castro rejimine karşı muhalefeti finanse etmek ve ABD yanlısı bir rejime "geçiş" için hazırlık yapmak üzere 80 milyon dolarlık bir Küba "demokrasi" programını başlatmasından birkaç hafta sonra meydana geldi. Bu 80 milyon dolar, hem ABD’nin Küba’ya yönelik propaganda yayınları yapan Marti Radyo ve TV’yi finanse etmek için harcadığı 35 milyon doların hem de CIA’nin adada karışıklık yaratmaya yönelik gizli bütçesinin üzerine ilave olarak tahsis edildi.

Bush yönetimi tarafından sağcı göçmen gruplarıyla işbirliği içinde üç yıl önce kurulmuş olan Özgür bir Küba’ya Yardım Komisyonu tarafından yayınlanmış olan kamuoyuna açık rapora, Küba’da "rejim değişikliğini" amaçlayan doğrudan bir ABD askeri müdahalesini olmasa bile, üstü örtülü CIA ve Pentagon operasyonları için yapılmış planları içeren bir dizi gizli öneri eşlik ediyordu.

Washington’un birbiri ardı sıra gelen 10 ABD yönetimi tarafından sürdürülmekte olan Küba politikasının iflası en özlü ifadesini, temel ABD stratejisinin 79 yaşındaki Castro’nun ölmesini beklemeye indirgenmiş olmasında buluyor. 45 yıldır süren ekonomik bir ambargonun yanırsa, 1961’de başarısızlığa uğrayan Domuzlar Körfezi çıkarması ve gerek CIA’nin Küba halkına karşı desteklediği sayısız terörist saldırılar, gerekse de bizzat Castro’ya karşı düzenlenen yüzlerce suikast girişimi rejimi yerinden oynatmayı başaramadı.

Başkanlığı, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile bir Kübalı-Amerikalı olan Ticaret Bakanı Carlos Gutiérrez tarafından paylaşılan bu komisyonun planları büyük ölçüde Castro’nun ölümünden veya iş göremez hale gelmesinden faydalanma ve Küba devleti tarafından iktidarın Castro’nun siyasi halefine kontrollü bir biçimde aktarılmasını engelleme girişimlerinden oluşuyor.

Bu plan ABD müdahalesinin, Küba halkının "egemenliğini geri almasına" yardım etmek amacını taşıdığını ilan ederken, esas olarak gelecekteki ABD destekli bir Küba rejiminin kurmak zorunda olacağı hükümet biçimini ve uygulanacak olan ekonomik politikaları - "serbest piyasa" - dikte ediyor. Washington’un Küba’daki "demokratik geçişin" koşullarını oluşturma girişimi ABD’nin İspanya-Amerika savaşından 1959 devrimine kadar ülke üzerinde uyguladığı yarı-sömürgeci egemenliği açıkça tekrar kurma çabalarını temsil etmektedir.

ABD’nin Küba üzerindeki egemenliğini yeniden kurma isteğinin altında yatan motivasyonun göz ardı edilmeyecek bir bölümü, potansiyel olarak kârlı bir pazarı, nikel maden sektörü ile birlikte adanın turizm sektörüne ve diğer sektörlerine önemli yatırım yapan ekonomik rakipleri olan Avrupa, Asya ve Kanada’ya kaptırdığını gittikçe daha fazla fark etmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca, kısa süre önce Küba kıyılarında Avrupa ve Çin petrol şirketlerinin ciddi bir biçimde ilgisini çeken petrol rezervlerinin keşfedilmiş olması Washington’un "arka bahçesindeki" bu uzun zamandır kayıp olan bölgeyi geri alma arzusunu kabartıyor.

İktidarın Raul Castro’ya devri birçokları tarafından, akabinde Küba Komünist Partisi’nin üst kademesi içinden yeni bir önderliğin çıkabileceği geçici bir uygulama olarak görülüyor. Bununla birlikte iktidarın büyük Castro’dan genç kardeşine (Raul 75 yaşında) geçtiği bu yarı-hanedanlık biçimi Küba’daki işçi sınıfı tarafından gerçekleştirilmiş bir sosyalist devrim temelinde değil, fakat küçük burjuva milliyetçi bir gerilla hareketinin çabaları ile iktidara gelmiş rejimin sınıf karakterinin altını çiziyor.

Castro rejiminin uzun ömürlülüğü -ve yaklaşık 30 yıl boyunca bağımlı olduğu, Küba ekonomisini sübvansiyonlar yoluyla desteklemiş olan Sovyet bloğunun çökmesinin ardından ayakta kalmış olması- genellikle Washington tarafından yapılan siyasi baskıya bağlanıyor.

Gerçekte Küba’da Castro’nun sahip olduğu popülarite, adayı açlıkla boyun eğdirme ve geleceğini dikte çabaları karşısında Küba halkının ABD’ye karşı duyduğu milliyetçi öfkeden kaynaklanıyor. Ayrıca, merkezi Miami’de bulunan, ülkeye dönerek siyasi iktidarı eline geçirme amacındaki sürgün gruplarına karşı duyulan düşmanlık ve korku da Castro’nun popülaritesini artırıyor.

Çoğu Kübalı, ABD’nin dış politikasının şekillendirilmesinde oransız bir etkiye sahip olan bu yarı faşist tabakanın, yerli oligarşinin 1959 devrimi ardından el konulan mallarını geri almaya çalışacağına, Küba işçi sınıfını baskı altına alacağına ve 1959 devrimi sayesinde elde edilen sınırlı fakat - aralarında bedava ve koşulsuz sağlık ve eğitimin de yer aldığı - önemli kazanımları ortadan kaldıracağına inanıyor.

Aynı zamanda bakınız
Makalenin İngilizce orijinali
(3 Ağustos 2006)

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır